TİHV ve SPoD’tan Onur Yürüyüşü Raporu: Keyfi şekilde gözaltına alınanlar işkence ve diğer kötü muameleye maruz bırakıldı
30 Haziran 2024 tarihinde gerçekleşen 22. İstanbul Onur Yürüyüşü’nü gözlemleyen Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), gözlemlerine ilişkin kapsamlı raporlarını yayınladılar. Yaklaşık sekiz saat keyfi biçimde özgürlüklerinden mahrum bırakılan kişilerin işkence ve diğer kötü muameleye maruz bırakıldığı belirtilen raporda, emniyet tarafından gerçeğe aykırı tutanak hazırlandığı tespitine yer verildi.
LGBTİ+’ların görünürlüklerini sağlamak, haklarını korumak ve geliştirmek için ülkenin farklı şehirlerinde düzenledikleri Onur Yürüyüşleri, son dönemde LGBTİ+’lara yönelik artan ayrımcılık ve nefret söylemi ortamında yasaklanıyor, kolluk güçlerinin işkence ve diğer kötü muameleye varan güç kullanımıyla engelleniyor. Tüm engellemelere rağmen LGBTİ+’lar, İstanbul 22. Onur Yürüyüşü’nü 30 Haziran 2024 tarihinde İstanbul Kadıköy’de gerçekleştirdiler. Yürüyüşü gözlemleyen SPoD ve TİHV, gözlem ve tespitlerini kamuoyuyla paylaştılar.
İdareden nefret söylemi, emniyetten ‘sanal devriye’ itirafı
İstanbul Valiliği’nin sosyal medyadan duyurduğu “tedbir kararı,” Kadıköy Kaymakamlığı’nın gözaltılardan sonra avukatlara gösterilen yasaklama kararı ve emniyet tarafından hazırlanan “Olay Tutanağı”nın incelendiği belirtilen raporda idare tarafından hazırlanan metinlerin tamamında LGBTİ+’lara yönelik nefret söylemi içeren ifadeler bulunduğu ve bu söylemler aracılığıyla LGBTİ+’ların barışçıl toplanma haklarını kullanmalarının kriminalize edilmeye çalışıldığı belirtildi.
Raporda ayrıca Kadıköy İlçe Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan “Olay Tutanağı”nda yer alan ifadelerin gerçeği yansıtmadığı belirtildi. 11 kişi gözaltına alındıktan yaklaşık bir buçuk saat sonra hazırlanan tutanakta, kişilere “Dağılın” anonsu yapıldığı ve kaymakamlık kararının tebliğ edildiği iddia edilse de kanunun gereği olan bu işlemlerin hiçbir şekilde yerine getirilmediği vurgulandı.
Anayasa Mahkemesi (AYM), 19 Şubat 2020 tarihli kararıyla polisin “sanal devriye” olarak anılan araştırmayı yapmasına imkan veren 2559 sayılı Polis Vazife ve Sâlahiyet Kanunu’nun Ek 6. Madde’nin 18. fıkrasını iptal etmişti. Raporda, AYM’nin bu kararına rağmen tutanakta “sanal devriye” faaliyetlerinin herhangi bir savcılık emri olmamasına rağmen “tedbiren” gerçekleştirildiğinin itiraf edildiğine dikkat çekildi.
Kelepçeleme bir cezalandırma yöntemi olarak herkese uygulandı, çocuklar ters kelepçelendi
Gözaltına alınan 11 kişinin Onur Yürüyüşü tamamlandıktan sonra gözaltına alındığının emniyet tarafından hazırlanan tutanak ile de sabit olduğu belirtilen raporda, gözaltına alınan üç kişinin 18 yaşın altında olduğu paylaşıldı. Kimlik tespiti sırasında yaşları öğrenilmesine rağmen bu kişilerin Çocuk Koruma Kanunu’na aykırı olarak ters kelepçelendiği ve kelepçelerinin açılmadığı belirtildi.
Gözaltına alınan 8 kişinin tamamının ters kelepçelendiği paylaşılan raporda, sıkı ve/veya ters kelepçelemenin bir cezalandırma yöntemi olarak kullanıldığı tespitine yer verildi. Kişilerin gözaltı sırasında su ve yemek gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmadığı ifade edilen raporda, gözaltına alınan 8 kişinin tam olarak 7 saat 54 dakika boyunca özgürlüklerinden keyfi şekilde mahrum bırakıldıkları paylaşıldı.